Değerli okurlar, 7104 sayılı kanun Meclis Genel Kurulunda kabul edilerek 06 Nisan 2018 Tarihinde 30383 Sayılı Resmî Gazetede yayınlandı. Söz konusu Kanun’da yapılan düzenlemeler aşağıdaki gibidir.
Madde 1: 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin (5) numaralı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu Kanunun uygulanmasında arsa karşılığı inşaat işlerinde; arsa sahibi tarafından konut veya işyerine karşılık müteahhide arsa payı teslimi, müteahhit tarafından arsa payına karşılık arsa sahibine konut veya işyeri teslimi yapılmış sayılır.”
Burada Kanunla birlikte, arsa karşılığı inşaat işlerinde, arsa sahibi tarafından müteahhide yapılan teslimin, arsanın tamamı yerine, müteahhide kalacak konut veya iş yerlerine isabet eden arsa payı itibarıyla gerçekleştiğini, müteahhit tarafından yapılan işlemin de arsa payına karşılık, konut veya işyeri teslimi olduğunu öngören yeni bir uygulamaya geçilmektedir.
Burada en önemli değişiklik, arsa sahibinin bundan böyle, , müteahhide kalan konut ve işyerlerine isabet eden arsa payı için KDV ihtiva eden fatura düzenleyecek olmasıdır.
Madde 2: Kanun’un 2. Maddesiyle birlikte KDV Mükelleflerinin kimler olduğuna dair tanımların yapıldığı 8. Maddede de değişikliğe gidilmiştir; Buna göre:
Müzayede suretiyle yapılan satışlarda, müzayedeyi düzenleyenlerde (icra daireleri, mahkeme satış memurlukları vb.) KDV mükellefidir.
Madde 2/devamı) Müzayede mahallerinde yapılan satışlarda bu satışları yapanlar,”
“Bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hâzineye ödenen vergi, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edilir. Şu kadar ki söz konusu iadenin yapılabilmesi için işlemle ilgili beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi şarttır.”
Burada, Fazla veya yersiz ödenen verginin iade edilebilmesi için, alıcı ve satıcı tarafından beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesinin şart olduğu; idare tarafından yapılacak iadenin fazla veya yersiz hesaplanan verginin ilgili tahsil dairesine ödenen kısmı ile sınırlı olacağı hususuna Kanun lafzında açıkça yer verilmektedir.
Görüldüğü üzere Hazine tarafından yapılacak olan iade, vergi dairesine fazla ödenen tutarla sınırlı olacaktır.
Madde 2 devamı/ Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin (g) alt bendinde sayılanların ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerine ilişkin katma değer vergisi mükellefiyeti, bu işlemler nedeniyle oluşan iktisadi işletmeler adına tesis edilir.
Bilindiği üzere uygulamada bu kuruluşlara ait veya bağlı olan birçok iktisadi işletme bulunmasına rağmen, bu iktisadi işletmelerin yapmış oldukları vergiye tabi işlemlerin tamamının, kuruluş adına tesis ettirilen tek bir katma değer vergisi mükellefiyeti altında beyan edildiği görülebilmektedir. Bu durum, indirim hesaplarında karışıklığa, vergiye tabi olmayan işlemlere ilişkin Ödenen katma değer vergisinin indirim hesaplarına dahil edilmesine ve benzeri sorunlara neden olabilmektedir.
Maddeyle, 3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin (g) alt bendinde sayılan kuruluşların ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerine ilişkin katma değer vergisi mükellefiyetinin; indirim hesaplarının takibine imkan verecek ve kurumlar vergisi uygulamasına benzer şekilde bu kuruluşlar yerine, verginin konusuna giren işlemleri yapan iktisadi işletmeleri adına tesis edilmesi gerektiği hususu açıklığa kavuşturulmaktadır.
Madde 3: 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının
Kanun’un bu maddesiyle birlikte, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına yapılan teslimler, ihracat teslimi sayılmak suretiyle yerli işletmeler aleyhine oluşan rekabet eşitsizliği giderilmektedir.
Madde 4: KDV Kanunun’un 13. Maddesine aşağıdaki bentler eklenmiştir.
i) Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri,
Yapılan bu düzenlemeyle, ardiye ve depolama hizmetleri kısmi istisna değil tam istisna kapsamına alınmıştır.
Madde 4: KDV Kanunun’un 13. Maddesine aşağıdaki bentler eklenmiştir.
k) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurduhuzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi ibadethaneler, Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi yaygın din eğitimi verilen tesisler, Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetler,
Yapılan bu düzenlemeyle; genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi ibadethaneler, Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi yaygın din eğitimi verilen tesisler, Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetler istisna tutulmaktadır.
Madde 4: KDV Kanunun’un 13. Maddesine aşağıdaki bentler eklenmiştir.
l) Sağlık Bakanlığınca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere, münhasıran sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri (Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere söz konusu hizmetlerle birlikte sağlanan diğer teslim ve hizmetler istisnanın kapsamına dahil değildir.),
Yapılan bu düzenlemeyle, 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına (1) bendi eklenerek, Sağlık Bakanlığınca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere münhasıran sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri tam istisna kapsamına alınmaktadır. Ancak bu istisna, konaklama, ulaşım, yemek gibi diğer her türlü teslim ve hizmetleri kapsamamaktadır.
Kanun’un 4. maddesi kapsamında yapılan düzenlemeyle, 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına (m) bendi eklenerek, Ar- Ge, yenilik ve tasarım yoluyla ülke sanayisi ve ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini teminen, 4691 sayılı Kanun kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 5746 sayılı Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 6550 sayılı Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri tam istisna- kapsamına alınmaktadır.
Kanun’un 5.maddesiyle birlikte, Kurumsallaşmanın teşvik edilmesi amacıyla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde sayılan şartları sağlamak kaydıyla adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri istisna kapsamına alınmaktadır.
Kanun’un 5.maddesiyle birlikte, Konfeksiyon sektöründe ortaya çıkan, aynen veya onarılmak suretiyle kullanılması mümkün olmayan kırpıntıların teslimi de vergiden istisna edilmiştir.
MADDE 5- 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) bendine “Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen işlemler ile” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yazılı şartlar dahilinde adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri ve” ibaresi eklenmiş, (g) bendinde yer alan “atıklarının” ibaresi “atıkları ile konfeksiyon kırpıntılarının” şeklinde değiştirilmiş ve (o) bendinde yer alan “; ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri ile” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve fıkraya (o) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
Kanun’un 5.maddesiyle birlikte, Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri, 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına (ç) bendi eklenmek suretiyle tam istisna kapsamına alındığından, kısmi istisna kapsamından çıkarılmaktadır.
Madde 6: 3065 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına (e) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (f) bendi (g) bendi şeklinde teselsül ettirilmiştir.
“t) İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.”
Yapılan düzenlemeyle birlikte, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, mükellef olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında alınanlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde özel matrah uygulanması sağlanmaktadır. Bu işlemlerde matrah, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olacaktır.
Madde 7: 3065 sayılı Kanunun 27 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“6. Arsa karşılığı inşaat işlerine ilişkin bedelin tespitinde, müteahhit tarafından arsa sahibine bırakılan konut veya işyerinin, Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ikinci sıradaki maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarı esas alınır.”
Yapılan düzenlemeyle birlikte, arsa karşılığı inşaat işlerinde, teslime konu olan arsa payı ile konut veya işyerlerinin bedelinin tespitinde, müteahhit tarafından arsa sahibine bırakılan konut veya işyerlerinin Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ikinci sıradaki maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarının esas alınacağına yönelik düzenleme yapılmaktadır. Bu durumda, arsa sahibine kalacak konut veya işyerlerine ilişkin arsa payının müteahhide devri söz konusu olmadığından, arsa sahibine bırakılacak konut veya işyerlerinin maliyet bedelinin tespitinde arsa payı dikkate alınmayacaktır.
Kanun’un 8.maddesiyle yapılan değişiklikle birlikte 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, indirimli orana tabi teslim ve hizmetler nedeniyle teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminden sonra ortaya çıkan giderler veya yapılan iskontolar dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen Katma Değer Vergisinin iade hesabına dahil edilmesine imkân sağlanmaktadır.
Kanun’un 8.maddesiyle yapılan değişiklikle birlikte, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (3) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı sonuna kadar kullanılabilmesine imkân sağlanmaktadır.
Bir başka deyişle 2018 yılına ait bir faturanın KDV’si 31.12.2019 tarihine kadar indirim konusu yapılabilecek.
Kanun’un 8.maddesiyle yapılan değişiklikle birlikte, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (4) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisinin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme dönemindeindirim konusu yapılmasına imkan tanınmaktadır.
Kanun’un 9. Maddesiyle birlikte 3065 sayılı KDV Kanunu’nun indirilemeyecek KDV bölümünde yeniden düzenlemeye gidilmiş ve aşağıda belirtilen teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen KDV bundan böyle indirim konusu yapılabilecektir;
- Özel okul, üniversite ve yüksekokullar tarafından verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri,
ifaları,
MADDE 9- 3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının;
a) (a) bendine “teslimi ve hizmet ifası” ibaresinden sonra gelmek üzere aşağıdaki parantez içi hüküm eklenmiştir.
“(Bu Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca katma değer vergisinden istisna edilen işlemler hariç)”
b) (c) bendine aşağıdaki parantez içi hüküm eklenmiştir.
“(Şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 315 inci maddesine göre Maliye Bakanlığınca belirlenen faydalı ömürlerini tamamladıktan sonra zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisi ile faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisinin kullanılan süreye isabet eden kısmı indirilebilir.)”
c) (d) bendinin parantez içi hükmünde yer alan “ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen” ibaresi “ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisi ile yurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen” şeklinde değiştirilmiştir.
ç) (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (e) bendi eklenmiştir.
“e) Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen katma değer vergisi.”
Kanun’un 9. Maddesiyle birlikte, Vergi Usul Kanununun 315 inci maddesine göre Maliye Bakanlığınca belirlenen faydalı ömürlerini tamamladıktan sonra zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisinin tamamı ile faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisinin kullanılan süreye isabet eden kısmının indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Kanun’un 9. Maddesiyle birlikte, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisinin yanı sıra Türkiye’deki işlemler nedeniyle satıcıya ödenen ve satıcı tarafından da ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen katma değer vergisinin alıcı tarafından indirilebileceği yönünde düzenleme yapılmaktadır.
Kanun’un 10. Maddesiyle birlikte yapılan düzenlemeye göre, 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasına “indirilemeyen Katma Değer Vergisi,” ibaresinden sonra gelmek üzere “işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla” ibaresi eklenmiş ve üçüncü fıkrasında yer alan “sınırlayabilir.” ibaresi “sınırlamaya; imalatçılar tarafından yapılan ihracat işlemlerinden kaynaklanan iadelerde, yüklenilen katma değer vergisi yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yaptırmaya yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Kanun’un 11. Maddesiyle birlikte yapılan düzenlemeye göre, 3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde değişiklik yapılarak süresi içinde iadesi talep edilmeyen katma değer vergisini gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak yazdırma ve iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili iade talebinde bulunulabilecek asgari tutarı belirleme hususlarında Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.
Kanun’un 12. Maddesiyle birlikte hasılat esaslı KDV sistemi üzerinde durulmuştur. Buna göre;
öngörülmektedir.
Kanun’un 13. Maddesinde yapılan düzenlemeyle birlikte, 3065 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan “Maliye ve Gümrük Bakanlığı” ibaresi “Maliye Bakanlığı, Vergi Usul Kanunu uyarınca işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin ödeme zamanını, beyannamenin verildiği ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar uzatmaya"" şeklinde değiştirilmiştir.
Konu henüz netlik kazanmamış olup ikincil mevzuat beklenecektir.
Kanun’un 14. Maddesiyle birlikte, Maddeyle, 3065 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunanların bu bölgelerde ürettikleri oyun yazılımları da istisna kapsamına dahil edilmektedir.
Kanun’un 15. Maddesiyle birlikte, Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından doğan kazançların tamamı değer artış kazancından istisna edilmektedir.
Kanun’un 20. Maddesiyle birlikte Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servislere ait ticari plakaların, bu maddenin yürürlük tarihinden önce elden çıkarılmasından doğan değer artışı kazançlarına ilişkin olarak herhangi bir tarhiyat yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmez.” Hükmü getirilmiştir.
MADDE 15- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Bir takvim” ibaresi “Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından doğan kazançların tamamı ile bir takvim” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 16- 26/10/1990 tarihli ve 3671 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanunun 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve bu üyeliği sona erenler ile dışarıdan atanan bakanlar, kamu kurum ve kuruluşlarının tüm sosyal tesis ve imkanlarından, bu tesislerin kullanımına ilişkin ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından belirlenmiş en uygun esas ve usuller dâhilinde yararlanırlar.”
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa geçici 88. Madde eklenmiştir. Buna göre;
“GEÇİCİ MADDE 88- Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servislere ait ticari plakaların, bu maddenin yürürlük tarihinden önce elden çıkarılmasından doğan kazanç ve işlemlerle ilgili olarak vergi incelemeleri veya takdir işlemlerine istinaden herhangi bir vergi tarhiyatı yapılmaz, vergi cezası kesilmez, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan ve kesilmiş cezalardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmez.”
Denilmektedir.
Kanun’un 19. Maddesiyle birlikte, KDV de vergi inceleme süreleri belirlenmiştir. Buna göre;
İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde en fazla altı ay, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise en fazla üç ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir.
MADDE 19- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 140 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“6. İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde en fazla altı ay, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise en fazla üç ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir, tam ve sınırlı incelemelerde altı ayı, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise iki ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri alırlar.”
Kanun’un 23.maddesinde yapılan düzenlemeyle birlikte; 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı Tarifenin “I. Değer veya ağırlık üzerinden alınan nispi harçlar:” başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasına son paragraftan önce gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların devrine ilişkin işlemlerde, alım satım bedeli üzerinden (Binde 30)” ibaresi eklenmiştir.
Kanun’un 23. maddesi kapsamında yapılan değişiklikle birlikte, indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin iadesi ile bu tarihten önceki devreden katma değer vergisinin yetki çerçevesinde iade edilmesi durumunda ortaya çıkacak ilave iş ve işlemlerin hızlı ve doğru bir şekilde yapılabilmesini teminen, Maliye Bakanlığına, serbest muhasebeci mali müşavirlere maddede öngörülen sınırlar dahilinde iade raporu düzenlettirebilme konusunda yetki verilmektedir.
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 8 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 8/A maddesi eklenmiştir.
“Serbest muhasebeci mali müşavirlere rapor düzenlettirme yetkisi ve sorumluluk
MADDE 8/A- Maliye Bakanlığı, bu Kanun kapsamında yetki almış serbest muhasebeci mali müşavirlere, beyannamelerini imzaladıkları dönem ve mükelleflerle sınırlı olmak kaydıyla, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında yapılacak iadeye dayanak teşkil edecek rapor düzenlettirmeye, bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türlerini ve azami iade tutarlarını tespite, rapor düzenleme yetkisini, belirleyeceği usul ve esaslara göre yapılan eğitimlere katılma ve başarılı olma şartına bağlamaya ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Serbest muhasebeci mali müşavirler, iadeye ilişkin düzenledikleri raporların doğru olmasından sorumludurlar. Düzenledikleri raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
(06.04.2018)
Kaynak: www.MuhasebeTR.com